İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılının ilk olağan toplantısı yapıldı!
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in konuk olarak katıldığı, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin sunum yaptığı toplantının açılış konuşmasını İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan yaptı. Toplantıya Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar da katıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat istikrarına vurgu yaptığı konuşmasında, adil gelir dağılımı açısından fiyat istikrarının vazgeçilmez olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Tekerleği yeniden icat etmeyeceğiz; Daha önce de açıkladığımız gibi bundan sonra uluslararası normlara uygun, kurallı ve şeffaf olacağız. Takip ettiğimiz programın temeli fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarının olmadığı yerde öngörülebilirlikten söz edilemez. Eğer bunu başaramazsak, hiçbir zaman sizin istediğiniz tarzda kaliteli, sürdürülebilir bir sanayi olmayacak; Bu sadece bir illüzyona dönüşüyor. Geçici, dönemsel kazanımlar var. Sürdürülebilir, yüksek büyümenin bir önkoşulu var; Yani fiyat istikrarı ve enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneli rakamlara indirilmesi.”değerlendirmesini yaptı.
İZLEDİĞİMİZ PROGRAM GEÇİCİ BİR HEYECAN DEĞİLDİR
Mehmet Şimşek, “Fed’in, Avrupa Merkez Bankası’nın, Meksika ve Brezilya’nın enflasyonu düşürmesinin aynısını biz de yapıyoruz.” sözlerine şöyle devam etti: “Büyüme ile enflasyon arasında gerginlikten bahsediliyor ama belirtildiği gibi gerginlik yok. Bu gerilim kısa vadelidir. Sürdürülebilir yüksek büyüme için enflasyonun düşük olması gerekiyor. Temel istikrarsız büyüme yüksek enflasyon dönemlerinde görülür. Bu nedenle herhangi bir gerginlik söz konusu değil. Niceliksel sıkılaştırma da yaptık, önümüzdeki dönemde çok daha destekleyici bir maliye politikası devreye girecek. Türkiye’de enflasyonun yer çekimine karşı savaşacağına, düşeceğine inanmıyorum. Tek koşul bu programın uygulanmasıdır. Bu program Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hazırlandı, uygulandı ve sonuçlarını aldık. “Bu program geçici bir coşku değil.”
FİNANSAL İSTİKRAR GÜVENİ GÖSTERİR
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in İstanbul Sanayi Odası’nı ziyaret ederek sanayicilerle bir arada olmasının çok değerli ve anlamlı olduğunu kaydeden Erdal Bahçıvan, Bakan Şimşek’in sanayicilerle bir arada olmasının kendilerine güç ve moral verdiğini belirtti. . Türkiye ve dünyadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdal Bahçıvan, şunları söyledi: “Küresel ekonomideki yoğun rekabet koşulları sanayiciyi zor durumda bırakıyor. Ülkemizde ekonomide yeni dengelenme çalışmaları, enflasyonla mücadele, dış piyasalarımızdaki daralma, döviz kuru-ihracat ilişkisi ve ihracatımızın kompozisyonuna ilişkin konular öne çıkıyor. Bu noktada, her zaman her yerde savunduğumuz gibi bizim için en büyük önceliğin finansal istikrar olduğunu vurgulamak isterim. Finansal istikrar, bir binanın temeli gibi sağlamlığı ve inancı temsil eder. Her şeyin önceliği finansal istikrar olduğundan, bu konuda başta ekonomi yönetimi olmak üzere tüm paydaşların azami özen, dikkat ve çaba göstermesinin ülkemiz açısından çok değerli olduğunu düşünüyoruz.”söz konusu.
GERÇEK TEST YILIN İKİNCİ YARISINDA
Erdal Bahçıvan, Türkiye ekonomisine baktığımızda düşük küresel büyüme, zayıf dış talep koşulları ve para politikasındaki sıkılaşma nedeniyle Türkiye’deki ivme kaybının görünür hale geldiğini belirtti. “İSO Türkiye İmalat PMI 2023 yılının son ayı itibarıyla 6 aydır kesintisiz olarak daralma bölgesinde bulunuyor. Toplam yeni siparişler ve yeni ihracat siparişleri gibi alt kalemler talepteki zayıflığa işaret ediyor ve önümüzdeki aylar için güçlü bir iyimserlik sunmuyor. İç talepteki yavaşlama enflasyon hedefleri açısından istenilen seviyelerde olmasa da bu yıl büyümenin yüzde 4 OVP hedefinin altında kalacağı yönünde yaygın bir beklenti var. Öte yandan 2023 yılını yüzde 65 gibi yüksek bir enflasyonla kapattık. 2024 yılının ilk aylarında asgari fiyat artışları ve vergi ayarlamalarının etkisiyle aylık enflasyonun seyrinde yine bir bozulma göreceğiz ve yıllık enflasyon muhtemelen yılın ortalarına doğru yüzde 70 gibi yeni bir zirveye ulaşacak. Dolayısıyla asıl sınavın yılın ikinci yarısında başlayacağı açık.”dedi.
YABANCI YATIRIMCILARIN AYAK SESİ YİNE YÜKSELİYOR
Dış finansman tarafında ekonomi politikalarındaki değişimin ilk meyvelerinin görülmeye başladığını söyleyen Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle bankalarımızın uluslararası piyasalarda yeniden borçlanmaya başlaması, inanç ortamındaki iyileşmeye işaret etmesi bakımından olumludur. Tahvil piyasamızda yabancı yatırımcıların ayakları yeniden yükseliyor. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması, kırılganlıklarımızın azalması, CDS’deki düşüşün devam etmesi ve kredi notumuzda olası artışlarla ülkemizin uluslararası piyasalardan hak ettiği yatırımı çekeceğine inanıyorum. 2023 OVP’de olmasına rağmen
Bütçe açığını beklenenin altında bütçe açığıyla kapatmış olsak da Aralık ayı bütçe rakamları önümüzdeki dönem için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Depremden dolayı masrafların kısılması elbette söz konusu değil. Ancak diğer harcama kalemlerinde tasarruf yapılması ve harcamaların aktif, verimli alanlara yönlendirilmesi bu süreçte önemli bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamda Sayın Bakanımızın son dönemde yaptığı uyarıları çok değerli bulduğumuzu söylememiz gerekiyor. Bu bağlamda bugün toplumun vicdanını rahatlatacak bir kamu tasarruf politikasına ve bütçe disiplinine ihtiyacımız olduğunu özellikle belirtmek isterim. Bu kadar etkili ve sonuç odaklı bir yaklaşımla; “Tasarruf ve harcamaların kalitesinin artırılması, hem kamu mali dengelerimizin sağlığının korunması hem de enflasyonla mücadele açısından kritik önem taşıyor.”
BT REKABET GÜCÜNÜ VE İHRACAT POTANSİYELİNİ ZAYIFLATIR
Ekonomiyi yeniden rasyonel çizgiye getirme çabalarının sonuç vermesinin zaman alacağını vurgulayan Erdal Bahçıvan, bu konuda inanç ve sabıra vurgu yaptıklarını yeni ekonomi anlayışının başlangıcından bu yana her platformda dile getirdiklerini ve devam ettiklerini belirtti. Bugün. Bahçıvan, “Aslında hepimiz bir anlamda sabır ve gerginlik sınavından geçiyoruz. Bazılarının sadece rakamlara bakarak sektörün büyüme performansına dair yaptığı yorumlar için burada şunu belirtmek isterim: Evet, açıkçası sektör pandemi sonrası dönemi olumsuz yaşamadı. Biriken ve yüksek talep, özellikle ihracat pazarları aracılığıyla sektörü olumlu etkiledi. Bu durum sektörün büyüme rakamlarından aldığı payda da görüldü. Ancak enflasyonun kalıcı olarak devam etmesinin üretim hayatına asla huzur getirmeyeceğini hep birlikte gördük. Enflasyonist ortamlarda sayıların yarattığı yanılsama bir süre sonra ortadan kalkıyor ve aksaklıkları görmeye başlıyorsunuz. Burada açıkça belirtmek isterim ki sanayiciler olarak yanılsamanın sonuna geldik. Uzun zamandır ihtiyaç olan enflasyon muhasebesine geçiş sonrasında bu durum çok daha net görülecektir. Unutmayalım ki, bahsettiğim yanılsamanın bir tarafında artan cirolar varsa, diğer tarafta da sanayicinin hammaddeden işçiliğe kadar artan maliyetleri var. Bugün maliyetleri artıran bu faktörlerin, birçok şubemizin dünya pazarlarındaki rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini zayıflattığını görüyoruz. “Aslında önde gelen ihracat kollarımız arasında yer alan ana metal, tekstil ürünleri ve giyim ürünlerinde bariz düşüşler dikkat çekicidir.”dedi.